Almanya’nın, dışa bağımlılığını azaltma isteğinin ne kadar ciddi olduğunu görülebilmesi için başbakan Scholz Çin’e gidiyor.
Olaf Scholz, Almanya’nın Asya’nın yükselen süper gücüne olan ekonomik bağımlılığını azaltma konusunda ne kadar ciddi olduğuna dair ipuçları için Cuma günü Çin’e ziyaret yapacak.
UZUN ZAMANDAN BU YANA İLK KEZ
4 Kasım’da gerçekleşecek olan ziyaret, Scholz’u COVID-19 salgınının başlangıcından bu yana Çin’i ziyaret eden ilk G7 lideri yapıyor.
Ayrıca Scholz bu ziyareti sonucunda Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile ilk görüşen kişi olacak.
ALMANYA’NIN EN BÜYÜK TİCARET ORTAĞI
Derin ticaret bağları Asya ve Avrupa’nın büyük ekonomilerini birbirine bağlarken, Çin’in hızlı genişlemesi, Almanya’nın otomobillerine ve makinelerine olan talebi son yirmi yıldır şirketlerin büyümesine katkı sağlıyor.
Çin, 2016 yılında Almanya’nın en büyük ticaret ortağı oldu.
Ifo düşünce kuruluşu tarafından yakın zamanda yapılan bir anket, Alman sanayi firmalarının neredeyse yarısının artık Çin’den gelen önemli ürünlere güvendiğini ortaya koydu.
ALMANYA’NIN DIŞA BAĞIMLILIĞI ENDİŞELENDİRİYOR!
Scholz’un ziyareti Batı’da, özellikle Almanya’nın en üst düzey güvenlik müttefiki ABD’de Çin’in ticaret uygulamaları, insan hakları sicili ve toprak meseleleri hakkında artan bir gerilim dönemine denk geliyor.
Aynı zamanda, Almanya’nın Rus enerjisine aşırı bağımlılığının konuşulduğu şu günlerde, Almanya’nın giderek daha iddialı, otoriter bir devlete bağımlılığı, Alman kaynaklar tarafından büyük bir tehlike durumu olarak görülüyor.
Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Çin hakkında verdiği bir demeçte, “Almanya’nın değerlerini paylaşmayan bir ülke ile bir daha asla bu kadar bağımlı hale getirilmemesi son derece önemlidir.” dedi.
ÇİN’E KARŞI SERTLEŞEN TAVIR
Bir Alman hükümet sözcüsü geçen hafta yaptığı açıklamada ise, hem Çin Başbakanı Li Keqiang hem de Xi ile görüşecek olan Scholz’un Çin’e, Alman pazarlarını açması, insan hakları endişelerini dile getirmesi ve “otokratik” eğilimleri tartışması için baskı yapacağını söyledi.
Almanya geçtiğimiz yıl, yirmi yıl sonra ilk kez tartışmalı Güney Çin Denizi’ne bir savaş gemisi göndererek, Angela Merkel yönetiminde Çin’e karşı biraz daha saldırgan bir tavır almaya başlamıştı bile.
Şimdi ise Scholz hükümeti, Tayvan ve Hong Kong gibi hassas konulara ve Xianjiang’daki insan hakları ihlallerine değinerek, Çin’e karşı daha sert bir duruş sergileyen ilk Çin stratejisini hazırlıyor.
Olaf Scholz, Asya’daki ilk ziyaretini değişen stratejik politikanın bir işareti olarak eski lider Angela Merkel’in aksine Çin’e değil Japonya’ya yaptı.
