Bugünlerde Tibetli anaokulu çocuklarının gökkuşağı rengindeki masaların etrafında toplanmasının sebebi, onların kanını almak isteyen Çinli hükümet yetkilileri. İşte Himalayaların tepesinde, dünyanın gözlerinden uzakta sessizce yaşanan insanlık dramı…
Çin, Tibetlilerin DNA’larını toplamak için geniş çaplı bir kan alma girişimi başlattı.
YAKALADIKLARI YERDE PARMAKLARINI DELİYORLAR
Çinli polisler, bölgeden aktarılan bilgilere göre yakalayabildikleri tüm Tibetlilerin ellerinden tutarak parmaklarını deliyor ve kanlarını alıyor.
Raporlar, polislerin ehliyet verirken, kimlik sorarken veya Covid-19 kısıtlamalarını uygularken; yani diğer görevleri yerine getirirken bir yandan da parmak delmeye devam ettiklerini gösteriyor.
DÜNYANIN EN BÜYÜK DNA KÜTÜPHANESİ
Genetik materyallerin geniş çapta toplanması Çin için yeni bir durum değil. Çin Güvenlik Bakanlığı, dünyanın en büyük adli DNA kütüphanesine sahip. Bu DNA veritabanında 100 milyondan fazla insanın profilleri kayıtlı.
DNA toplama girişimler 2017’de Çin hükümetinin “bütün Çinli erkeklerin %5 ila %10’unun DNA’sının toplanması” emrini verdiğinden beri korkunç bir ivme kazandı.
NEDEN %10?
Uzmanlar ise bu oranın bir tesadüf olmadığı kanısında. Nüfusun %10’unun DNA’sına sahip olunduğunda, neredeyse tüm akrabalarınıza ulaşılabileceği belirtiliyor.
İnsanlar, görüşmediği uzak akrabalarının işlediği suçlar yüzünden suçlanabilecek. Zira Çin’de insanlar “akrabalarıyla” sık sık tehdit ediliyor.
TİBETTE NÜFUSUN %33’ÜNÜN DNA’SI TOPLANMIŞ OLABİLİR
Yukarıda bahsedilen kritik %10 hedefi düşünüldüğünde, Tibet’teki durumun ne kadar içler acısı olduğu ortaya çıkıyor. Son tahminlere göre Tibetlilerin %25 ila %33’ünün DNA’sı çoktan toplanmış olabilir.
ÇİN YASALARINA BİLE AYKIRI
Bahse konu uygulamadan dünyanın henüz pek haberi yok. Fakat bu, Çin yasalarına bile aykırı. Çin’de kriminal prosedür yasaları, DNA’yı sadece “şüphelilerden ve kurbanlardan” toplamaya izin veriyor.
Örneğin Uygur meselesinde Çin hükümeti asılsız şekilde Uygur’daki insanların “şüpheli” olduğunu iddia ederek bu yasanın etrafından dönmüştü.
Bunun aynısı üzerlerinde turuncu geleneksel kıyafetleriyle gezen, saçlarını kazımış yaşlı Tibetli rahipler için pek de geçerli değil, zaten Çin de onların “şüpheli” olduklarını iddia etmiyor.
Çin yönetiminin insanlar üzerindeki kontrol saplantısı şiddetlenerek sürüyor.