OSINT TURK araştırmacıları, 20 Ekim 2023 tarihinde Mescid-i Aksa’da canlı yayın yaparken İsrail polisi tarafından coplu saldırıya uğrayan HaberTürk ekibi, yani kameraman Sn. Emre Altun ve muhabir Sn. Mehmet Akif Ersoy’un kaydettiği görüntüleri detaylıca inceledi. Yapılan online soruşturmalar sonucu elde edilen bulguların ışığında, önce bölgede yaşananlardan sorumlu olan İsrail polisi saptandı, daha sonra da “arkadaşı” olan saldırgana ulaşıldı.
Öncelikle, olayın videosunu buraya tıklayarak izleyebilir ve başlangıç noktasında elimize hangi veriler olduğunu görebilirsiniz.
BAŞLANGIÇ VERİLERİ: SAKAL VE NETLEŞTİRİLMİŞ YÜZ
OSINT TURK olarak incelediğimiz görüntülerde, kimliklerini anlayabilmek adına iki İsrail polisine odaklandık. Öncelikli olarak işe canlı yayın kaydının her frameini inceleyerek başladık. Videoda yer alan, polislere ait en net sahnelerin en net olanlarından birini aşağıda görebilirsiniz.

Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri, çene bölgesi siyah, geri kalan kısımları beyaz olacak şekilde “sakallı” bir memurun, görevini yapan gazetecilerimizi hukuksuz bir şekilde alandan kovması. Durumun hassasiyetinin farkında olan ve kimseye koz vermek istemeyen tecrübeli gazetecimiz Mehmet Akif Ersoy, herhangi bir sorun çıkarmadan söylenene uyuyor ve alanı terk etmeye yelteniyor. Bu sırada kameraman Emre Altun çekimde ve kayıt almaya devam ediyor.
HaberTürk ekibi tek çıkışı olan dar bir yolda çıkışa doğru ilerlerken, sakallı polise ve kendilerine doğru gelen başka bir İsrailli polisin silüeti görünüyor. Bu görevlinin copunu çıkardığı da kameralara yansıyor.
Yapay zeka kullanarak şahsın yüzünü netleştirdiğimizde, saldırganın neye benzediğine dair daha iyi bir fikrimiz oluyor. Bu şahıs, daha sonra da durduk yerde, yalnızca görevini yapan kameraman Emre Altun’un bacaklarına copla saldırıyor.

GAZETECİLERİMİZİ ALANDAN KOVAN SAKALLI POLİS KİM?
Elimizdekilerle yapabileceğimiz en iyi başlangıç, Google arama motorunda “al aqsa israeli police”, ““al aqsa israeli police brutality” gibi kelime öbeklerini aratmaktı. Söz konusu arama sonuçlarında çıkan yüzlerce fotoğraftaki İsrailli polislerin yüzlerini inceledikten sonra aradığımız şahsı sakalının özelliklerinden saptadık.
Örnek olarak, France24’ün bağımsız bir olaya ve zamana ait haberinde fotoğraf karesine takılan söz konusu polisi sakalından tanıyabiliyoruz.

Yine başka bir örnekte, vakamızdan bağımsız, yukarıdaki fotoğraf ile aynı olaya ve zamana ait ve Al Jazeera fotoğraflarında da sakallı şahsı görebiliyoruz.

Eriştiğimiz bu fotoğrafları çeşitli yüz aratma motorlarını kullanarak araştırdığımızda aynı kişiye ait açık kaynaklara yansımış başka fotoğrafların da olduğunu görebiliyoruz.

Bulunan görsellerin paylaşıldığı siteleri bulabilmek amacıyla basit olarak web tarayıcının öğeyi denetle fonksiyonunu kullandık.

İlgili görselin kaynağını bulduğumuzda tam olarak istediğimiz sonuca varmış olduk. Hukuksuz bir şekilde görevini yapan gazetecilerimizi bölgeden kovan sakallı polisin kimliği tespit edilmiş oldu: Sim A. (.וסיםא)

İsmini elde ettiğimiz, gazetecilerimizi bölgeden kovan; üstelik gözleri önünde bir başka polisin bir yabancı basın çalışanını copladığını gören ve kılını kıpırdatmayan “kanunsuz” polisin ismini elde etmemizin ardından ilginç bilgilere ulaştık.
Kendisi hakkında yazılan bir makalede, Sim A. isimli sakallı polisin, “bölgedeki onlarca bin Yahudi ve Müslümanın güvenliğinden sorumlu olan memur” olduğunu ve bir Hıristiyan olduğunu anlıyoruz.
Yani, bölgedeki diğer İsrail güçlerinin yaptıklarından da bizzat kendisi sorumlu.

Sim A. hakkında yaptığımız açık kaynak araştırmasına devam ettiğimizde ise kendisine ait pek çok fotoğrafa eriştik. Buna “sakalsız hali” ve “gençlik fotoğrafları” da dahil.

Daha sonra yaptığımız sosyal medya araştırmalarında sakallı polis olarak bahsettiğimiz Sim A.’ya ait düşük profilli ve eski fotoğrafların bulunuduğu iki Instagram hesabı olduğunu saptadık.


GAZETECİLERİMİZE COPLA SALDIRAN KİM?
Bu noktadan sonra, sıra canlı yayın sırasında kameraman Emre Altun’a copla birçok kez vuran Israil polisinin kimliğini belirlemeye geldi.
Copla hukuksuzca saldıran memuru bulabilmek adına sakallı polis Sim A.’nın sosyal medya hesaplarını incelemeye başladık. Sakallı ve sorumlu olan Sim A. ismindeki polis ve copla saldıran sakalsız polisin iş arkadaşları olmasının sosyal medya takiplerine de yansıdığını görebiliyoruz.
Sim A.’nın bütün takip ettikleri ve takipçilerini incelediğimizde, elde ettiğimiz tüm bulgularla birlikte copla saldıran ikinci polisin kim olduğunu da anlayabiliyoruz: R. A. (.ר.דא)


Elde ettiğimiz bu ikinci ismi kullanarak şahsa ait Facebook hesabını da bularak fotoğrafları incelediğimizde orada da bir hesabı olduğunu görebiliyoruz. Ancak iki şahsın da Instagram ve Facebook’undaki fotoğrafların az 6 yıllık olduğunu hatta bazı fotoğrafların 13 yıllık olduğunu belirtelim.

Sonuç olarak HaberTürk ekibinin çektiği görüntüler ve açık kaynakları kullanarak yaptığımız araştırmacı gazetecilik faaliyetleri sonucunda tüm bulgularımız, gazetecilerimize yapılanın faili ve sorumlusu hakkında güçlü fikirlere sahip olmamızı sağlıyor.

Üstelik, görevini kötüye kullanan bu şahıslardan birinin “onbinlerce Müslümanın güvenliğinden sorumlu” memur olduğunun ortaya çıkması da kaşların kalkmasına sebep olan bir başka bulgu.
SONUÇ
Sonuç olarak, Kudüs’teki Müslümanların güvenliği İsrailli bir Hıristiyan polis ve İsrailli bir Yahudi polise emanet edilmiş; Hıristiyan olan Türk gazetecileri kovmuş ve Yahudi olan da copla vurmuş.
Umarız dünyanın hiçbir yerinde görevi sadece habercilik olan sivil basın mensuplarına sebepsiz yere en ufak bir şiddet uygulanmaz. Bu ufak görünen olay, bölgedeki masum Filistinlilerin her günkü dünyalarına sadece ufak bir bakıştan ibaret.
Hiçbir insanı hedef göstermemek; Anadolu kültürü, temel ahlak ve gazetecilik etiklerini uygulamak adına şahısların bilgileri tarafımızca sansürlenmiştir. Hukuku işletmek ve saldırganlara soruşturma açılmasını sağlamak adına İsrail makamları, Türk makamları veya mağdurlar; istedikleri takdirde OSINT TURK’e turgakproject@osintturk.com adresinden ulaşabilir ve sansürsüz bilgileri talep edebilirler.
Ellerinize sağlık, güzel bir iş çıkartmışsınız. Benim eleştirmek istediğim iki nokta var. Bunlardan birincisi yazıda kullandığınız font büyüklüğü biraz yüksek gibi, bunu biraz küçülterek göze daha güzel görünecek hâle getirebilirsiniz. İkincisi, yazıda polis hakkında yazılan makaleden bahsederken “bölgedeki onlarca bin Yahudi ve Müslümanın…” şeklinde bir cümle geçiyor, sanırım İngilizceden çevrilmeye çalışıldığı için böyle olmuş ancak doğrusu “bölgedeki on binlerce Yahudi ve Müslümanın…” şeklinde olmalı.
Ülkemizde sizin gibi OSINT ile uğraşan ve bundan sonuç almayı başaran insanlar olduğunu görmek çok gurur verici. Umarım paylaşım yapmaya ve kendiniz geliştirmeye devam edersiniz…